6 Temmuz 2018 Cuma

Kafasını Gaz Fırınına Sokarak İntihar Eden Kadın | Sylvia Plath | İntiharı Genetik Miydi?






Sylvia 27 Ekim 1932’de ABD’nin Massachusetts eyaletinde, Alman bir baba ve Amerikalı bir annenin kızı olarak dünyaya gelir.  Yaşamı boyunca, küçük yaşta kaybettiği babasından nefret eder ve ilk şiirini sekiz yaşında babasını kaybettiğinde yazar.

"yumuyorum gözlerimi, yıkılıp ölüyor dünya,
yeniden doğuyor açınca gözlerimi,
kafamın içinde yarattım seni galiba."

Plath, yaşamı boyunca ileri derecede manik-depresif bozuklukla mücadele eder. 1950 yılında bursla girdiği lisedeki ikinci yılında ilk intihar girişimini gerçekleştirir ve bir akıl hastanesine yatırılır. Sylvia Plath, daha sonraki yıllarda kazandığı bursla Cambridge Üniversitesi'nde eğitim alır. Başarılı öğrencilik yıllarında şiirleri okul gazetesinde yayımlanır.

Sylvia Plath, hayatının aşkı, İngiliz şair ve yazar Ted Hughes ile 1956’da tanışır. Her ikisi de şair oldukları için, birbirlerinin şiirlerini eleştirirler, yazımsal kaynaklarını paylaşırlar. Ted, Sylvia Plath için çok önemlidir. Onu, hayatında eksik olan erkek figürü yerine koymuştur. Ted’in beğenisi, tercihleri, Sylvia için çok değerlidir… Ama sonunda Hughes, Sylvia Plath için çıldırtıcı bir deneyim olur. Dönemin en iyi şairleri arasında görülen Hughes ile Sylvia Plath tanıştıkları yıl evlenirler.

Çiftin iki çocuğu olur. Ancak Ted, Sylvia Plath'ı hep aldatır. Dikkat çekecek kadar güzel olmadığını bilen ve bunu bir komplekse dönüştüren Sylvia için, eşi Ted artık bir düşmandır. Şiirlerinde, içinde kocasının da bulunduğu evini, canlı canlı gömüldüğü bir mezara benzetir. Kendisini bu evlilik yüzünden yaratıcılık açısından gerilemiş ve kısıtlanmış hisseder. Hayatının aşkıyla evlendiğini zannederken bir anda evde çocuklarına bakan, dışarıda gezen kocasını bekleyen bir kadın olmuştur.

Sylvia Plath 11 Şubat 1963 günü intihar etmeye karar verir. Çocuklarına kahvaltı hazırladıktan sonra odalarının kapısını kapatır ve aralıklarını bantlar. Ayrıca komşusu için doktor çağırdığını söyleyen bir not bırakır. Ardından korkunç bir şekilde intihar eder. Fırının gazını açıp kafasını fırından içeri sokarak…

Assia, Hughes’in hayatındaki Plath boşluğunu doldurur. Plath ile yaşadığı şiir çatışmaları, Assia ile de devam eder. Hughes’un çevresi Wevill’in şiirleriyle ilgilenmez ve onu küçümser. Plath’in hayaleti, ilişkilerinin peşini bırakmaz. Wevill, Plath’den kalma eşyaları kullanır. İlişkileri Plath’inki gibi Hughes’un başarılarının gölgesinde bir hayat sürmesine benzer bir hal alır.



Assia tıpkı Sylvia Plath gibi kendini öldürür. Ama bir farkla: O, yanında 4 yaşındaki kızı Shura’yı da götürmeyi tercih eder. Gazı açıp kızıyla intihar eder. Ted Hughes Assia’nın intiharını 'önlenebilir' olarak tanımlarken, Sylvia Plath’inkinin ise 'önlenemez' olduğunu söyler.


Ted Hughes’un çevresindeki intiharlar Sylvia Plath ve Wevill ile de bitmez. Oğlu Frieda Hughes da 47 yaşında Alaska'daki evinde kendini asarak annesi Sylvia Plath’in izini sürer. Bu, intiharın genetik kodlarıyla ilgili kafalarda soru işareti yaratan bir ölümdü.

*Beni en çok korkutan ise Türk yazar Nilgün Marmara’nın üniversite bitirme tezini 'Sylvia Plath’ın şairliğinin intiharı bağlamında analizi' konusunda hazırlaması ve tezi bitirdikten sonra balkondan atlayarak intihar etmesiydi.


Sylvia Plath, intiharından yaklaşık 3,5 ay önce Harvard College Kütüphanesi'nde, kendi şiirlerini okuyup kaydetmişti. İşte kendi sesinden şiiri:


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder